26 Eylül 2012 Çarşamba

Bir uyku eğitimi hikayesi: Duru'yu nasıl uyuttuk?

Öncelikle belirteyim ki; uykusuna son derece düşkün bir insanımdır. 100 yıl uyusam, beyaz atlı prens gelse (her halde prens bu durumda eşim oluyor ) beni uyandırmak istese 5 dakika daha uyuyayım derim. 

Uykuculuğunda verdiği endişeyle hamileyken sıklıkla "Hadi bakalım uykusuz gecelere hazır ol!" sözlerini duyup tüylerim diken diken olurdu. Annelikle uykusuzluğun bağdaştırıldığı bu düzene aklım hiç ermedi. Uykusuz ve sinirleri yıpranmış bir annenin yavrusuna ne kadar faydası olabilir ki?

Neyse ki; araştırmacı gençliğin en iyi örneklerinden olan eşim bir numaralı uyku ekolü olan Tracy Hogg ve Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler kitabını keşfetmekte geç kalmadı. Diğer süslü püslü bebek bakım kitaplarına zıt, oldukça sade bir şekilde saman kağıdına basılmış olan bu kitabı ikimizde okuduk ve gerçekten çok şey öğredik. 

Böylece, hamileyken tanıştığım Tracy Teyze (evdeki adı bu) sayesinde çok fazla uykusuzluk çekmedim. Belirli bir düzeni oturtmak için sosyal hayattan çok ödün verdik, zaman ve emek harcadık ama yaptıklarımıza değdi. 

Tracy Teyze, bebeklerin saat kavramı olmadığından gün içindeki aktiviteleri (beslenme, temizlik, uyku gibi) belirli bir düzen ve rituel halinde yapmamızı yani bir rutin oturmamız gerektiğini söylüyor. EASY denilen bu düzen yeni doğan bebek için gündüz 3'er saatlik sonra bebeğin ayakta durma saatlerinin artmasıyla 4'er saatlik Eat, Activity, Sleep, Your Time yani beslenme, aktivite, uyku ve sizin zamanınız şeklinde döngüler olarak karşımıza çıkıyor. Akşam 7'den sabah 7'ye de uzun uykuyu öngörüyor. 

Teyzemiz ilk dönem için bebeğin beslenme, temizlenme ve agu bugu yapma saatini 1,5 saat olarak belirlemiş ardından 1,5 saatlik uyku geliyor. 10-15 dakikalık sapmalar önemli değil; ama bebek kaptırıp 2-2,5 saat uyursa müsaade etmiyoruz; çünkü 3 saatlik döngülerimize sadık kalmamız kritik nokta olan gece uykusuna geçişi kolaylaştırıyor.

Ayrıca, Tracy "Gündüz az uyudu gece iyi uyur. Geç yatıralım geç kalksın." klişelerini yerle bir etmiş. Bunların çocuğun gereğinden fazla yorulmasına ve uyarılmasına neden olup uykuya geçmesini zorlaştırıcı etkenler olduğunu belirtiyor. Gerçekten de kendimden yola çıkıp çok yorgun olduğum zamanlarda ya da yatmadan hemen önce izlediğim bol aksiyonlu bir filmden sonra uyumakta zorluk çektiğimi düşünüyorum. Bunun aksine, dingin ve sakin geçen bir günün ardından mis gibi bir uyku geliyor. 

Gece uykusuna geçerken mutlaka bir rutinin takip edilmesi ve özellikle bebeğin karnının tok olması kendi deyişiyle deponun dolu olması gerektiğini söylüyor. Biz, nasıl gece yatmadan önce pijamalarımızı giyip, dişlerimizi fırçalıyıp, lambaları söndürüyorsak bebek için de kendine uygun belirli bir rutinin takip edilmesi, saat kavramı olmayan bu küçük canavarın, uyku saatinin geldiğini anlamasına yardımcı olacağını dile getiriyor.

Buna ek olarak, bebeklerin de bizler gibi uyku döngüleri var ve bunun neticesinde 35-45 dakika arasında değişen sürelerde uykuları hafifliyor. Örneğin emerek, annesinin memesinde uyuyan bir bebek 35-45 dakika sonra uykusu hafifleyince kendini annesinin memesi yerine yatakta görünce basıyor yaygarayı. Bu durumu kendi açımızdan şu şekilde düşünebiliriz: Gece normal döngü neticesinde uykumuz hafifleyip uyandığımızda kendimizi yatağımızda değil de salondaki koltukta uyuyor bulursak oraya nasıl geldiğimizi anlamayız ve uykumuz kaçar. Demek ki bebeğin yatağındayken uykuya geçmesi gerekiyor ki; gece uykusu hafiflediğinde tekrar kendi kendine tekrar uykuya geçebilsin. Bu birinci kritik nokta!  

İkinci kritik nokta özellikle küçük bebekler için geçerli: Depoyu fulletmeden uyumaması lazım. Örneğin emerek memede uyuyan bir bebek tam karnı doymadan uykuya daldığı için kısa bir süre sonra tekrar uyanacaktır. Oysa, karnı ne kadar tok olursa o kadar uzun uyuyacak.

Buraya kadar takip edebilmişseniz hamileyken bunları anlattığımda çevremden edindiğim deneyimlerimden şunu dediğinizi duyabiliyorum: Siz bunu becerin ya da becerdim deyin ben de alnınızdan öpecem!! 

Ve hemen alnımı uzatıyorum.... :)

Kitabın uyku bölümünü özetlemeyi burada bırakıp teoriden pratiğe dönerek geceleri nasıl mışıl mışıl uyuduğumuz konusuna geleyim. Öncelikle çok şükür kolik vs gibi bir problemimiz olmadı. Bu açından işimiz  kolay oldu.

Yalnız, hile yapmayayım, gündüz üçer saatlik sonra da 4'er saatlik döngüleri tam yakalayamadık ama kesinlikle uyuyan çocuk uyandırılmaz demedik. Baktık akşam uyku saati geliyor ama Duru hala horul horul uyuyor. Düzeni bozulacak diye düşünüp hemen uyandırdık. Geceleri de seyahatler, hastalıklar, diş vs dolasıyla kendi kendimize bozduğumuz ve yeni adetler edindiğimiz kısa dönemler dışında pek sorun yaşamadık. 

Öncelikle, Tracy'den gelen bilgiler ışığında eşimle ben en kurumsal şirketlere bile taş çıkartacak şekilde örgütlendik. 

Şuanda (22. ayda) rutinimiz şu şekilde: Uyku saati (20:30-21:00 arası ) gelince önce ışıklar kısılıyor, televizyon izlemediği için zaten açık olmuyor. Müzik açıksa kapanıyor. Biz de alçak sesle konuşmaya başlıyoruz. Hadi bakalım oyuncaklarımızı toplayalım diyoruz. Bazen istemiyor ama ona yardım edip mutlaka oyuncaklarını toplamasını sağlıyoruz (Oyuncak toplama işini rutinimize 17. ayda ekledik). Sonra oyuncaklara, kitaplara ve varsa evdeki misafirlere iyi geceler diyoruz. Herkes uyuyacak artık, attalar falan kapandı. Beyanatımız bu şekilde! Sonra doğru banyoya. 

Duru, doğup göbeği düştüğünden beri aşı olduğu bazı zamanlar hariç, hasta olduğu zamanlar dahil, gece yatmadan evvel mutlaka banyo yapıyor, masajlanıyor. Masaj sırasında odada gayet zen ortamı var. Sessiz.. Işıklar loş.. Sonra iyi geceler diliyorum. Yatağına yatırıyorum. Dönencede artık sadece müziği açıyorum. Üstünü örtüyorum ve su veriyorum. Dalıncaya kadar odanın beni göremeyeceği bir yerinde oturuyorum; çünkü tekrar su isteyebiliyor veya üstünü açıyor battaniyesini verip yap diyor. Üstünü örtmemi istiyor yani.. Ve kendi kendine uykuya dalıyor. 

Peki bu noktaya nasıl geldik?

İlk 6 ay, Duru yatmadan önce son beslenmesini mutlaka anne sütünü sağarak biberonla yaptık. Böylece yatmadan evvel ne kadar süt içtiğini biliyorduk. Ayrıca, bu şekilde  gece gündüz ayrımını yapması daha kolay, beslenmesi daha rahat ve uykuya geçmesi daha zor olduğu için karnını iyice doyurduğundan emin olduk. Bazen biberonu bitiremeden daldığı oldu ama çoğu zaman hafif hafif uyku moduna geçtiği için tam uyumadan gazını çıkarıp yatağına yatırdık ve dönencesini açtık. Tabi o da poposunu dönüp hemen uyumadı. Biraz ağladı. Ağladığı zaman kucağımıza alıp Tracy'nin ünlü şşşt pat yöntemi ile sakinleştirdik.

Şştt pat yöntemini şöyle açıklayabiliriz: Bebeği yaklaşık 3 aylık oluncaya kadar sakinleştirmeye yarayan bir yöntem. Bu döneme kadar bebekler aynı anda sadece 2 duyularını kullanabiliyor. Siz ağlayan bebeğinizi kucağınıza alıp kulağına ufak ufak şşş dediğiniz ve sırtına hafif hafif pıt pıt vurduğunuzda zaten işitme ve dokunma duyusu çalıştıran bebek ağlamayı kesiyor. 

Açıkcası %100 işe yaradığını söyleyemem ama çoğu zaman bebeği sakinleştirdiği bir gerçek. 3. aya geldiğimizde doktorumuz bizi uyku eğitimi konusunda uyardı. Sonradan çok problem olur şimdi tam zamanı dedi. Zaten hevesli ve bilgiliydik ama konuya daha çok eğildik.  

Anneanne, babaanne, dede, teyze, amca gibi bütün aile büyüklerinden itinayla fırçamızı yedik. Akşamları sosyal hayatı sıfırladık. Şehirdışından gelen misafirleri, geldiğine bin pişman ettik. Ama başardık. Açıkcası biraz gözyaşı döktü. Ama hiçbir zaman bebeği ağlatmaya ve kendi kendine sakinleşmeye öğretmeye dayalı olan Ferber yöntemi gibi yapmadık. Biraz şans verdik. İçimizden 100'e kadar saydık. Sakinleşmediyse gittik sakinleştirdik. Böyle böyle kendi kendine uyumayı öğrendi. Gece uyanmalarımız bir süre devam etti; ama bunlar hep açlığa dayalı uyanma oldu. Aynı şekilde akşam yatmadan evvel hazır tuttuğum biberondaki anne sütünü hızla ısıttım. Eşim de benimle birlikte kalktı o da o sırada bebeğin altını değiştirdi. Besleyip yine dönence eşliğinde yatağında uyumasını sağladık. Bir süre sonra zaten gece belirli sebepler dışında uyanmaz oldu. 

Hastalık ve diş çıkarma dışı günlerde Duru gece uyanınca artık biliyorum ki üç sebep olabilir: Kötü rüya, susamış ya da üşümüş. Onda da üstünü örtüp ya da su verip hadi bakalım uyuyalım ben de uyuyacağım diyorum bazen müziği de açıyoruz dönüyor poposunu uyuyor ve sabah herkes enerjik ve mutlu bir şekilde kalkıyor! 
Yaşasın uyku uyumak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder