16 Eylül 2012 Pazar

Atatürk'ün Çocukları

Bir anneyi evladının yaşına, cinsiyetine, ailenin eğitim ve ekonomik düzeyi gibi değişkenlere bağlı olarak kaygılandıran bir çok konu vardır. Yeni doğum yapmış bir anne bebeğini yeterince besleyip besleyemediğinden kaygılanır. Aradan 20 yıl geçer yemek ile ilgili endişeler azalmıştır, bu sefer üniversite bitince ne olacak bu çocuğun hali diye kaygılanır. Aradan 20 yıl daha geçer bu sefer 40 yaşına gelmiş çocuğu için bambaşka konular ile ilgili olarak kaygılanır. Ta ki ölünceye kadar içindeki o ufak sızı geçmez.  

Bir de annenin evladıyla ilgili olarak hiç kaygılanmadığı konular vardır. Bu nefes almak, yemek yemek, su içmek gibidir. Çocuğun doğasında vardır, eğitiminin köklerinde vardır. Annesi, bu konuyla ilgili olarak en ufak endişe duymaz. Ne olursa olsun içi rahattır ve çocuğuna güvenir.

Yaşadığımız günlerin çok endişe verici olduğu aşikar. Atamızın izleri bir bir silinmeye çalışılıyor. Evlatlarımıza bambaşka bir eğitim sistemiyle bambaşka fikirlerin aşılanmak istendiği ortada. Daha kalem tutmayı, A B C'yi yeni öğrenecek bir bebeyi siyasete bulaştırıp önüne başbakanın resmini koymanın nasıl bir anlayışın ve megolamanyanın neticesi olduğuna aklım ermiyor. 

Benim de çocuğumun büyüyüp, okulun ilk günü benzer bir resim ile karşılaşması ihtimali tüylerimi diken diken ediyor. Kaygılanıyorum...

Bir yandan da içim o kadar rahat ki.. Biliyorum ki daha 2 yaşına bile gelmeden nerede resmini, büstünü görse Atamızı tanıyıp "Atatürk!" diye bize gösteren evladım, zaten okula başladığında Ata'sını çoktan tanımış olacak. O zamana, varsın O'ndan tek kelime bile etmesinler, bütün kitaplardan kaldırsınlar resimlerini, bütün resimlerini indirsinler, benim evladım bilecek zaten Ata'sını, tanıyacak, onun ilkelerini takip edecek. Bu sevgi, bu saygı onun damarlarında akan kanda, bütün hücrelerinde var.  

Atamızın bir sözünü hatırlıyorum. "Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız." Siyasetin bu derece bulaştırıldığı eğitim sistemimizde bu ne kadar yapılır artık emin değilim; ama benim yavrumun zaten bu anlayış ile, hayattaki en hakiki gerçeğin bilim olduğu fikri ile büyüyeceğinden eminim. 

Varsın bayramlar kutlanmasın, gönlümüzün bayram coşkusunu da çalamazlar ya..

Varsın bütün izleri tek tek silmeye çalışsınlar.. Çalışsınlar diyorum; çünkü böyle küçük insanların onca çaba ve imkan ile bile böylesine büyük bir insanı silmesi mümkün değil. Kalbimizdeki ve beynimizdeki izini de silemezler ya..

İnanıyorum ki; bizim yaptığımız gibi bu bilinçle büyüyen evlatlarımız da milli değerlerimize ve Ata'mıza sahip çıkacak ve zamanı geldiğinde yapılan bu saygısızlıklara bir tokat gibi karşılık verecekler. 


Ne mutlu bize ki Atatürk'ün çocuklarıyız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder