6 Eylül 2012 Perşembe

Nasıl Başladım..

Aslında herşey masum masum Facebook'da bazı anneler tarafında oluşturulmuş gruplardaki yazılanları okurken başladı… Sonra soru soran annelere "arkadaş, bu derdin çözümü var bak ben ne yaptım derken" iş çığırından çıktı. Çılgınca paylaşılanları takip etmeye ve kendi deneyimlerimi paylaşmaya başladım. İtiraf ediyorum çok da şey öğrendim, öğrendik.. Sonra bir baktım hepimiz uzman olmuşuz artık birbirimizi teselli etmiyoruz, birbirimizi yiyoruz resmen. Sonra bu yazıyı paylaştım belki bir çözüm olur, artık birbirimizi daha az kırarız diye:

Sevgili Anneler,
Bu sayfalarda annelerimizin soruları yayınlanıyor ve önerilerimiz soruluyor. Böyle zamanların bazılarında annelerimizden gelen eleştrilerde ve kullanılan dilde büyük ihtimal yüzyüze görüşmemenin de verdiği cesaretle kantarın topuzu kaçıyor diye düşünüyorum. 

Ben her zaman bu sayfalarda kendi deneyimlerini paylaşmaktan zevk alan bir anneyim. Ama emin olmadığım ve genelleyemeyeceğim zamanlarda kesinlikle bunu yapmanızı öneririm demem. Sadece ben şöyle yaptım derim. Bana yapılan bir öneriyi de uygularken kendi süzgecimden geçiririm; çünkü herkesin evladıyla iletişimi, karakteri ve aile düzeni farklı. 

Benim ve çocuğum için son derece normal gözüken bir durum başka bir çocuk için travmatik olabilir. Deneyimlerimi paylaşırken de bunu okuyan annelerin bu bilinçle okuduğunu varsayarım. 

Zaten çocuk büyütmenin tek yolu, tek doğrusu olsaydı bir doğrular kitabı ya da kullanım kılavuzu olur herkes ona göre büyütürdü çocuğunu değil mi?

Kendim değişik çözümlere açık biriyimdir. Uyku eğitiminde birkaç damla gözyaşı ya da memeden kesmede bir iki kez kusmanın benim evladım açısından bir sorun teşkil etmeyeceğini biliyorum. Uykusunu alamamış sinirli bir anne ya da emzirmeyi bırakmak isteyip bunalmış, gözyaşları içindeki çocuğunu çaresizce ikna etmeye çalışan bir anne olmaktansa bu sorunları kısa zamanda çözüp rafa kaldırmış bambaşka bir gündemle çocuğunu eğlendirmeye ve eğitmeye çalışan bir anne olmayı tercih ediyorum. Odtü mezunu yüksek lisansını tamamlamış eğitimli ve araştıran da bir anneyim. 

Bazen de böyle, "uç noktalarda" diyeyim artık, oluşmuş yaşanmışlıklarımı paylaştım ve netice olarak çok sevdiğimiz doktorumuzun doktorluğunun sorgulanmasından, ay bayılacamlara, tüh tüh yazıklara, bana örnek gösterilen hadislere kadar örneklerle karşılaştım. Hatta biri affedersiniz manyak mısın diye sormuştu. :) Kendim dışında da bazı annelerimizin de böyle durumlarla karşılaştığını gördüm. 

Şimdi şunu soruyorum: Hoşgörü abidesi annelerimizin bile birbirlerinin fikirlerini acımasızca eleştirdiği, evladına gösterdiği hoşgörünün onda birini bile başkalarına göstermediği bir toplumda genel olarak hoşgörü ve anlayış beklemek çok da ütopik değil mi? Böyle mi çocuk yetiştiriyoruz? Öyle ise daha çok evler de yanar insanlar da… Sevgiler..


Bunun üstüne yazımı takdir eden de çıktı ama sen böyle dedin ben şöyle dedim diye tartışan da.. En organik anne benim konulu bu tartışmalara artık girmeme kararı aldım. Ama kendimi tutamayacağımdan korktum gruplardan çıktım. Alışmış kudurmuştan beterdir misali yazmadan duramaz oldum ve sonra kendi cumhuriyetimi kurdum.. 

Kaygısız annenin aslında oldukça kaygılı ve telaşlı ama daima kendini teselli etmeye çalışan cumhuriyetine hoşgeldiniz.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder