11 Eylül 2012 Salı

Anne Bana Televizyon İzletme!!

Özellikle son yıllarda psikologlar, ısrarla çocuklar için televizyonun zararları üzerinde duruyor ve ebeveynleri bu konuda uyarıyor. Bakıcı kadın sendromu da denilen bu durum, fazla televizyon karşısında duran çocuklarda konuşmada gerilik, dikkat dağınıklığı, çevreye karşı duyarsızlık gibi bir çok olumsuzluklar şeklinde karşımıza çıkıyor.
Televizyondaki karakterler ile kendini özdeşleştirme ve adeta televizyonun içinde kaybolma dışında ekrandan bir saniye içerisinde akan görüntü sayısı da çocukların (frame per second) algılarının olumsuz yönde etkilenmesine neden oluyor. Uzmanlar, günde en fazla yarım saat  televizyon izlenmesi gerektiğini mümkünse hiç izlenmemesinin daha iyi olacağını savunuyor. 

Şuanda çocuğu büyümüş olan ve küçükken çocuğunun televizyon izlemesine izin vermiş bazı anneleri duyar gibiyim.. "aman biz izlettik hiçbir şey olmadı!" Ne yazık ki bu annelerimizin çocuklarının kötü etkilenmemiş olması genelleme yapmak için uygun bir durum değil. Araştırma sonuçları ortada.  


Geçtiğimiz günlerde markaanne'de "1 Çocuk 1 Televizyon" adlı yazıyı okuyunca tüylerim diken diken oldu. Kışın kötü geçmesi ve çocuğa bakan anneannenin, anneanne yüreği ile üşür endişesiyle bütün kış çocuğa evde bakması neticesinde, çocuk sabah 7 akşam 7 televizyon izlemeye başlamış ve ebeveyn, 2. yaşgününde çocuğun otizm riskine girdiğini öğrenmişlerdi. Anne-baba hemen önlemlerini almışlardı ama normal çocuklar gibi yaşıtlarıyla iletişime geçip, oyun oynamaya başlaması için fazladan emek ve zaman sarfetmişlerdi.


Duru, 20 aylık oluncaya kadar televizyon ile hiç tanışmadı.  Zaten akşamları 20:30'da uyuduğu için bizimle olduğu sürece açmadık. Gittiğimiz yerlerin çoğunda da bu konuda bize yardımcı oldular. 20 aylık olduğunda ağır bir hastalık geçirdi ve günde 4 defa nebulizer ile buhar alması gerekti. O zaman buharı iyi bir şekilde alabilmesi için biraz müsaade ettik. Daha sonraları doktoruna da danışarak ara sıra günde en fazla 20 dakika izlemesine izin verdik. Örneğin, bir hafta-10 gün hiç televizyon izlemediği oluyor; ama bazen kriz durumunlarında dikkat dağıtmak ve konuyu değiştirmek adına biraz televizyon izlemesine izin veriyoruz.

Bu konuda çok uzun zaman idealist davranıp; hiçbir zaman televizyon izlemesine izin vermedikten sonra Duru'nun gelişimine olan faydası dışında da bazı ekstradan meyvelerini topladığım oldu. Örneğin tatile gittiğimizde, çok hareketli olan ve iki dakika yerinde tutmakta zorlandığım Duru'ya sakince yemeğimi yiyebilmek adına verdiğim yarım doz televizyon bizi epey rahatlattı. Her zaman izleyemediğinden Duru için iPad'den çizgi film izlemek veya iPad'de oyun oynamak harika bir alternatifti. Tam bir kaygısız anne olarak tatil süresince televizyon prensibimizden biraz ödün verdiğimizi itiraf ediyorum; ama fedakar ve cefakar anne modundan biraz sıyrılıp tatilci anne moduna geçmek ve biraz olsun rahatlamak lazım ara sıra değil mi?

Yine de idealismi bir kenara bırakırken, ipleri tamamen kaçırmadık ve ne izleyeceğini dikkatle seçtik. Rio, Oyuncak Hikayesi, Nemo gibi animasyonları tercih ettik ve parça parça izlemesine izin verdik. bunları izlerken çok da eğlendi. Pepee ve Caillou'lara girmedik. "Çok eğitici programlar var. Çocuğunuz televizyon izlerken öğrensin" fikrini benimsemem zor. Biz Muhteşem Yüzyıl'i izlediğimizde tarihi ne kadar öğreniyorsak; bu "eğitici" programları izleyen çocukların da ancak o kadar birşeyler öğrenebildiğini düşünüyorum. Televizyon, özellikle de şu devirde, hiç kimse için bir eğitim aracı olamaz. 

Nebulizerden buhar alırken ilk televizyon deneyimini çok eğitici olduğu söylenen Pepee ile yaşayan Duru'nun Pepee'den hiç bir şey öğrendiğini görmedim. Üstelik, sürekliliği olduğu için bağımlı hale gelmiş, günün her anında Pepee'yi sorar olmuştu. Oysa ki bir animasyon filmini parça parça izlerken, bittiğinde "bittiii" deyip kendisi kapatıyor.

Bu arada tatil dönüşü televizyon konusunda eski prensiplerimize geri döndük tabi ki. Oynayacak o kadar oyun, boyanacak o kadar defter varken kim ister televizyon izlemeyi!



Huşu içinde Oyuncak Hikayesi'ni izleyen Duru..
    




    





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder